Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Boğazı üzerinde yer alan üçüncü boğaz köprüsü olarak 2016 yılında hizmete açılmıştır. Modern mühendislik teknikleriyle inşa edilen bu köprü, sadece teknik özellikleriyle değil, aynı zamanda maliyeti ile de sıkça gündeme gelmiştir. Türkiye’nin ulaşım altyapısında stratejik bir rol oynayan bu proje, gerek ekonomik büyüklüğü gerekse yatırım kapsamı açısından dikkat çekicidir. Bu yazıda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yapım süreci, finansman modeli, teknik detayları ve toplam maliyeti üzerine detaylı bilgiler sunulmaktadır.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü Nedir?
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarını üçüncü kez birleştiren dev bir ulaşım yapısıdır. 59 metre genişliğiyle dünyanın en geniş asma köprüsü olarak inşa edilmiştir. Hem karayolu hem demiryolu taşımacılığına hizmet veren köprü, toplamda 2 şerit demiryolu ve 8 şerit karayoluna sahiptir. Projenin hem teknik karmaşıklığı hem de ulaşıma katkısı göz önüne alındığında, maliyeti oldukça yüksek seviyelerde gerçekleşmiştir.
Proje Finansmanı ve Yatırım Modeli
Köprünün inşasında kullanılan finansman modeli, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Bu model, devletin bütçesinden doğrudan ödeme yapılmaksızın özel sektör aracılığıyla inşaat ve işletme sürecini yürütmeyi sağlamıştır. Yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen proje, yatırımcı firmalara belirli bir süre işletme hakkı tanımış ve bu sürede gelir elde etmeleri sağlanmıştır. Bu yapı, devletin yükünü azaltırken projenin toplam maliyetini yatırımcılar üzerinden finanse etmiştir.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü İnşaat Süreci
2013 yılında temeli atılan köprünün inşası yaklaşık 3 yıl sürmüş ve 2016 yılında hizmete açılmıştır. Proje, hem zorlu coğrafi şartlar hem de teknik altyapı gereksinimleri açısından ciddi mühendislik hesaplamaları gerektirmiştir. 1408 metre ana açıklığı ve 322 metre yüksekliğe sahip kuleleriyle köprü, dünyanın en yüksek kulelerine sahip asma köprülerinden biri olmuştur. Tüm bu teknik detaylar, yapım sürecinde maliyetin artmasına sebep olan en önemli faktörler arasında yer almıştır.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü Maliyeti Ne Kadar?
Köprünün toplam yapım maliyeti yaklaşık 3 milyar doları bulmuştur. Bu maliyetin içinde sadece köprü değil, bağlantı yolları, viyadükler ve çevresel altyapı çalışmaları da yer almaktadır. Aşağıdaki tabloda köprüyle ilgili öne çıkan kalemler detaylı olarak verilmiştir.
Kalem | Tahmini Bütçe (USD) |
---|---|
Köprü Yapım İşleri | 1.7 milyar |
Bağlantı Yolları ve Viyadükler | 0.9 milyar |
Kamulaştırma ve Planlama | 0.2 milyar |
Elektrik ve Altyapı Sistemleri | 0.1 milyar |
Proje Denetimi ve Güvenlik | 0.1 milyar |
Toplam Maliyet | 3.0 milyar |
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün Ekonomiye Katkısı
Köprü, sadece ulaşımı kolaylaştırmakla kalmamış, aynı zamanda ekonomik faaliyetleri de hızlandırmıştır. Kuzey Marmara Otoyolu ile entegre çalışan yapı, yük taşımacılığını İstanbul içinden çıkararak çevre illere yönlendirmiştir. Bu durum, yakıt tüketimini azaltmış ve zaman tasarrufu sağlamıştır. Bu faydalar dolayısıyla köprünün yüksek maliyeti, uzun vadede ülke ekonomisine katkı sağlamış ve proje kendini amorti etme sürecine girmiştir.
Geçiş Ücretleri ve Kullanım Sıklığı
Köprüden geçiş ücretleri araç tipine göre değişiklik göstermektedir. 2025 itibarıyla otomobil geçiş ücreti 115 TL olarak belirlenmiştir. Ticari araçlar için bu rakam daha da artarken, düzenli kullanıcılar için çeşitli indirim paketleri sunulmaktadır. Günlük ortalama 100.000 aracın geçiş yaptığı hesaplandığında, yıllık bazda önemli bir gelir elde edilmektedir. Bu gelir, projenin işletme maliyetlerini karşılamada büyük rol oynamaktadır.
Ulaştırma ve Altyapı Projeleriyle Karşılaştırma
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün maliyeti, Türkiye’deki diğer mega projelerle kıyaslandığında da dikkat çekmektedir. Örneğin, Osmangazi Köprüsü yaklaşık 1.5 milyar dolar, 1915 Çanakkale Köprüsü ise yaklaşık 2.8 milyar dolara mal olmuştur. Bu projelerle karşılaştırıldığında Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün hem teknik kapasitesi hem de maliyeti açısından daha büyük ölçekli olduğu görülmektedir.

Yatırımın Geri Dönüş Süresi
Projenin yap-işlet-devret modeliyle finanse edilmesi, yatırımcı firmalar için uzun vadeli bir gelir modeli sunmuştur. Günlük araç geçiş sayısı, geçiş ücretleri ve devletin belirli garanti ödemeleri doğrultusunda yatırımın 10-12 yıl içinde geri dönüşü hedeflenmiştir. Bu süre sonunda işletme hakkı devlete geçecek ve doğrudan kamu hizmeti şeklinde işletilecektir.
Sıkça Sorulan Sorular
Aşağıda “Yavuz Sultan Selim Köprüsü Maliyeti” ile ilgili sıkça sorulan sorular ve yanıtları yer almaktadır:
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün maliyeti tam olarak ne kadar olmuştur?
Köprünün toplam maliyeti yaklaşık 3 milyar dolar olarak açıklanmıştır. Bu rakam sadece köprünün değil, bağlantı yolları ve çevre altyapısının da dahil olduğu geniş kapsamlı bir bütçeyi temsil etmektedir.
Bu maliyet kamuya mı yoksa özel sektöre mi aittir?
Proje Kamu Özel İşbirliği modeliyle gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle maliyetin büyük kısmı özel yatırımcılar tarafından karşılanmış ve devletin bütçesine doğrudan yük getirmemiştir.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü geçiş ücretleri nasıl belirleniyor?
Geçiş ücretleri, araç türüne ve ekonomik göstergelere göre düzenli olarak güncellenmektedir. 2025 yılında otomobil geçiş ücreti 115 TL olarak belirlenmiştir.
Yüksek maliyetin ekonomik faydası olmuş mudur?
Evet, köprünün ulaşıma sağladığı kolaylık, zaman ve yakıt tasarrufu sayesinde ülke ekonomisine önemli katkılar sunmuştur. Lojistik sürelerin azalması ve İstanbul trafiğinin rahatlaması bu faydalardan bazılarıdır.
Günlük kaç araç kullanıyor ve bu durum maliyetin geri dönüşünü etkiliyor mu?
Günlük ortalama 100.000 araç geçişi olduğu tahmin edilmektedir. Bu yoğunluk sayesinde geçiş gelirleri yüksek seviyede kalmakta ve maliyetin geri dönüş süresi hızlanmaktadır.
Yapım sürecinde yaşanan zorluklar nelerdir?
İnşaat sürecinde coğrafi şartlar, yüksek kule yapımı ve hava koşulları gibi teknik zorluklarla karşılaşılmıştır. Bu zorluklar proje süresini ve maliyeti doğrudan etkilemiştir.
Diğer köprülerle kıyaslandığında maliyeti fazla mı?
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, hem teknik kapasitesi hem de yapım süreci açısından diğer köprülerden daha büyük bir proje olduğundan maliyeti de daha yüksektir. Ancak bu maliyet, proje kapsamına göre makul seviyelerde değerlendirilmektedir.
Bu proje vergilerle mi finanse edildi?
Hayır, proje vergiler yerine özel sektör finansmanıyla gerçekleştirilmiştir. Devlet, belirli koşullarda geçiş garantisi vermiştir ancak doğrudan bir vergi kullanımı söz konusu olmamıştır.